Gençlik insanın çocukluktan çıkıp olgunluğa doğru yürüdüğü, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, gelişme, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemidir. Ergenlikle başlayan hızlı büyüme, gençlik çağını sonunda bedensel, cinsel ve ruhsal olgunlukla biter.Gençlik yalnız olumsuzlukların toplandığı bir dönem değildir. Gençlik tatlı hayallerin, tutkuların ve idealizmin filizlendiği, sıkı arkadaşlıkların, ilk sevgilerin yaşandığı dönemdir. Yeniliğe ve ileriye doğru atılımların yapıldığı, kendini kanıtlama ve kendi kimliğini ortaya koyma çabalarının yaşandığı dönemdir
Gençlik gibi, insanın en dinamik döneminin ele alınması, gençliğin enerjisinden faydalanılması belkide insanlık adına önemli bir görevdir.
Türk toplumu gerçek anlamda genç bir toplumdur. Nüfusumuzun % 60’ını 25 yaşın altındaki çocuk ve gençler oluşturmaktadır.
Bu önemli kesimi temsil eden gençlerimizin ne gibi ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçların karşılanmamasının sonuçları nelerdir diye iki önemli soru çıkıyor karşımıza.
Gençlik çağı evden kopma ve topluma açılma çağıdır. Ergenliğe giren bir gence evi dar gelmeye başlar. Ana-babanın öğütlerinden ve karışmalarından usanan genç, kendini dışarı atar. Çünkü soluk alabildiği, özgür davranabildiği yer, dışarı ortamıdır. Evle bağları gevşeyen genç kendini dışarıda bulur. Kendi gibi bağımsızlık arayan, aynı kaygıları yaşayan, benzer bocalamayı yaşayan yaşıtlarına takılır. Evinde anlaşılmadığını, değer verilmediğini, çocuk gözüyle bakıldığını sanan genç için arkadaş kümesi bir kurtuluş, bir sığınaktır. Gencin sıkı arkadaşlık kurmadan topluma açılması düşünülemez. Bu bakımdan arkadaşlık ilişkileri toplumsal ilişkilere öncülük eder. Arkadaşlarca aranmak, beğenilmek ve benimsenmek, benlik saygısının önemli bir koşuludur. Genç bu ilişkilere girerek kendini kanıtlar. Arkadaşlık kurabilmek ve sürdürebilmek başlı başına bir başarı, ruh sağlığının bir ölçüsüdür. Gençlik çağında, gençlerin terapistlere başvurma nedenlerinin başında arkadaşsızlık yakınması gelir.
Kimlik karmaşasına giren gençler, kendilerine belli bir yön veremeyen bir yerde kök salamayan gençlerdir. Erikson, kimlik karmaşasını yaşayan genci şöyle tanımlar: İnsanlara yaklaşma ve sıkı ilişkiler kurmada başarısızlık gösterir ve bunun sonucu yalnızlık çeker. Uygun olmayan rastgele kişilerle arkadaşlık eder. Çalışamama, kendini bir işe verememe, dikkatini toplama güçlüğü belirgindir. Yeteneklerine uymayan işlerde kendini tüketir. Ailenin ve toplumun onaylamadığı rollere girer. Ters ya da olumsuz kimliğe bürünür. Kimlik karmaşasından kurtulmak için gençler değişik yollara başvururlar. Dış ülkelere göçüp yerleşerek, uyruk değiştirerek, din değiştirerek kendilerine yeni bir kimlik bulmaya çalışırlar.
Toplum içinde bir yer edinemeyen, kök salamayan ve geleceğinden de umudu kesilen genç, topluma sırt çevirebilir. Çocukluğundaki kötü örneklere dönüş yapar. ‘Madem ben sizin istediğiniz gibi olamıyorum, öyleyse istemediğiniz gibi olacağım’ der. Sınıfını, uyruğunu, dinini, ülkesini, yetiştiği ortamın tüm değer yargılarını yadsıyabilir. Kimi genç de, topluma sırt çevirmek yerine topluma meydan okuyarak olumsuz kimliğini kanıtlamaya çalışabilir. Şiddet eylemcileri, teröristler bunlara örnek gösterilebilir.
Gençlerimizin ihtiyaçları karşılanmayınca birçok ruhsal hastalığa yakalanmaları kaçınılmazdır. Ruhsal hastalık, insanın duygu, düşünce ve davranışlarında olağan dışı sapmaların aykırılıkların bulunmasıdır. Gençlerde en yaygın ruhsal rahatsızlıklara depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni ve fobileri örnek verebiliriz.
Ruhsal hastalık belirtileri rahatsız edici, acı verici, kişiyi ve çevresini mutsuz eden türden belirtilerdir. Kişinin uyumunu bozar, ilişkilerini sarsar, çalışmasını olumsuz etkiler.
Bireylerin ihtiyaçlarını bilim adamları çeşitli bakış açılarıyla ele almışlardır.
Maslow’un en düşük ve en basitten
en yüksek ve en karmaşığa doğru sıralanan beş ihtiyacı vardır; fizyolojik
ihtiyaçlar; emniyet ve güvenlik ihtiyaçları, sevgi ve aidiyet ihtiyaçları,
saygı ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı.
Gençlerin psikolojik ihtiyaçları kendi görüşlerine göre analiz edilmiş ve
psikolojik ihtiyaçlar adı altında birkaç kategori belirlenmiştir. Bu kategoriler; toplumsal statü, ait olma, ilgi görme,
başarma, yeterlilik, sevgi, kendini
gerçekleştirme, özgürlük/özerklik, duygularının anlaşılması, eğlence/serbest zaman faaliyetine olanak verme olarak sıralanmaktadır.
Gençlerin duygusal sağlığını desteklemek için sağlıklı iletişim kurma, aktif dinleme, gibi yöntemler önemlidir.
Gençler, hayatlarının en dinamik ve değişken dönemlerinden birini yaşıyor. Bu süreçte karşılaştıkları zorluklar, duygusal dengesizlikler ve kimlik arayışları, psikolojik destek ihtiyacını artırıyor.
Gençler, hayatlarının çeşitli dönemlerinde birçok zorlukla karşılaşabilirler. Bu süreçte psikolojik destek, onların duygusal ve zihinsel sağlıklarını korumalarına yardımcı olur. Farkındalık, duygusal düzenleme ve sosyal destek gibi yöntemler, gençlerin karşılaştıkları zorlukları daha iyi anlamalarını ve üstesinden gelmelerini sağlar. Psikolojik destek almak kesinlikle güçsüzlük değil, cesaretin bir göstergesidir.
Bizler çok önemli ve kutsal manevî değerlere sahip bir milletiz. Manevi değerlerimiz bizim en büyük kalkanımızdır. Gençlerimizi, evlatlarımızı bu manevi değerlerimizin çok sağlam kalesi içinde tutarak içten ve dıştan gelebilecek tehlikelerden koruma yönünde en büyük adımı atmış oluruz. Gençlerimiz bizim geleceğimiz, en kıymetlilerimiz, onların ve ihtiyaçlarının farkında olabilmek ümidi ile esen kalın…
Birgül Bozkaya
Aile Danışmanı
GÜNDEM
09 Mayıs 2025GÜNDEM
09 Mayıs 2025GÜNDEM
09 Mayıs 2025GÜNDEM
09 Mayıs 2025ASAYİŞ
09 Mayıs 2025ASAYİŞ
09 Mayıs 2025ASAYİŞ
09 Mayıs 2025